LGS Şoku! 300 Birinci İstediği Okula Yerleşemedi!
Liselere Geçiş Sistemi (LGS) 2025 sınav sonuçları açıklandıktan sonra yaşananlar, kamuoyunda büyük bir tartışma yarattı. Sınav sürecinde ortaya atılan şaibe iddiaları ve rekor sayıda öğrencinin tam puan alması, zaten gergin olan atmosferi daha da tırmandırmıştı. Şimdi ise, 500 tam puan alan 719 öğrenciden 300'ünün ilk tercihine yerleşememesi, LGS 2025'i bambaşka bir boyuta taşıdı.
LGS 2025'te Yaşananlar
LGS 2025, sınav sorularının dağıtıldığı iddialarıyla gündeme bomba gibi düşmüştü. Bu iddiaların ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) soruşturma başlatmış, ancak süreç içerisinde yaşanan gelişmeler kafaları karıştırmıştı. Odatv'nin konuyu sık sık gündeme getirmesiyle birlikte, MEB Bilgi İşlem Genel Müdürü Özgür Türk'ün görevden alındığı iddiaları ortaya atılmıştı. İddialara göre, Özgür Türk, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in kurbanı olmuştu.
Tüm bu gelişmelerin gölgesinde açıklanan LGS sonuçları, 719 öğrencinin tam puan almasıyla şaşkınlık yaratmıştı. Ancak asıl sürpriz, bu öğrencilerin tercih sonuçlarıyla ortaya çıktı. Tam puan alan 719 öğrenciden 300'ü, ilk tercih ettikleri liselere yerleşemedi. Bu durum, hem öğrencilerde hem de velilerde büyük bir hayal kırıklığına neden oldu.
Hayal Kırıklığının Nedenleri
Peki, tam puan alan bu kadar öğrencinin ilk tercihlerine yerleşememesinin nedenleri neler olabilir? Bu sorunun cevabı, LGS sisteminin karmaşıklığında ve tercihlerin öneminde yatıyor. İşte olası nedenlerden bazıları:
- Kontenjan Sınırlaması: Nitelikli liselerin kontenjanları sınırlı sayıda olduğu için, tüm tam puan alan öğrenciler bu okullara yerleşemeyebilir.
- Tercih Yanılgıları: Öğrenciler, puanlarına göre doğru tercihleri yapmamış olabilirler. Yanlış tercih sıralaması, yerleşme şansını olumsuz etkileyebilir.
- Puan Eşitliği: Aynı okulu tercih eden birden fazla öğrencinin puanı eşit olduğunda, MEB'in belirlediği kriterlere göre (örneğin, yaş, okul başarı puanı vb.) bir sıralama yapılır. Bu durumda, bazı öğrenciler elenebilir.
Sonuç
LGS 2025'te yaşanan bu durum, sınav sisteminin ve tercih sürecinin daha dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Öğrencilerin hayallerine ulaşabilmesi için, daha adil ve şeffaf bir sistemin oluşturulması şart. Aksi takdirde, yaşanan hayal kırıklıkları artarak devam edecektir. MEB'in bu konuda daha kapsamlı bir çalışma yapması ve gerekli önlemleri alması bekleniyor.
