Brezilyalı kahin Athos Salome, namı diğer "Yaşayan Nostradamus", iki yıl önce yaptığı Çin kehanetinin gerçekleştiğini öne sürerek dünyayı tedirgin etti. Salome, Çin tarafından geliştirilen bir savaş makinesi ile küresel iletişimin çökebileceği ve Pasifik'te, dolayısıyla da dünyada dengelerin tamamen değişebileceği uyarısında bulundu. Peki, bu kehanetin detayları neler ve bizi neler bekliyor?
Çin Kehaneti Gerçek mi Oluyor?
Athos Salome'nin iddialarına göre, Çin'in geliştirdiği bu teknoloji sadece bir askeri güç unsuru değil, aynı zamanda küresel iletişim ağlarını felç etme potansiyeline sahip. Salome, bu durumun dünya genelinde siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa yol açabileceğini ve ülkeler arasındaki ilişkileri derinden etkileyebileceğini belirtiyor. Özellikle Pasifik bölgesindeki güç dengelerinin bu durumdan büyük ölçüde etkileneceği vurgulanıyor.
Salome, kehanetinin detaylarını açıklarken şunları söyledi: "İki yıl önce bahsettiğim Çin kehaneti, maalesef gerçekleşme yolunda ilerliyor. Geliştirilen bu savaş makinesi, sadece askeri bir tehdit değil, aynı zamanda küresel iletişimi sabote etme kapasitesine sahip. Bu durum, dünya genelinde kaosa ve belirsizliğe yol açabilir."
Küresel iletişimin çökmesi halinde neler olabileceğine dair bazı olası senaryolar:
- Uluslararası ticaretin sekteye uğraması
- Finansal sistemlerde büyük çalkantılar
- Diplomatik ilişkilerde kopukluklar
- Haberleşme ağlarının çökmesi sonucu bilgi akışının durması
- Sosyal medyada dezenformasyonun artması
Gelecekte Bizi Neler Bekliyor?
Athos Salome'nin kehanetleri, her ne kadar bazıları tarafından şüpheyle karşılansa da, geçmişte gerçekleştiği iddia edilen öngörüleri nedeniyle dikkatle takip ediliyor. Salome, 2020'deki koronavirüs pandemisini ve Rusya-Ukrayna savaşını da önceden tahmin ettiğini iddia ediyor. Bu nedenle, Çin kehaneti hakkındaki uyarıları da ciddiye alınması gereken bir konu olarak değerlendiriliyor.
Elbette, kehanetlerin kesinliği tartışmalı bir konu. Ancak, Salome'nin uyarıları, küresel güç dengelerindeki değişimleri ve teknolojinin potansiyel risklerini göz önünde bulundurmamız gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle Çin'in teknolojik ve askeri alandaki yükselişi, uluslararası arenada yeni sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu tür gelişmelere karşı hazırlıklı olması ve olası riskleri minimize etmek için işbirliği yapması büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, "Yaşayan Nostradamus"un Çin kehaneti, küresel iletişim ağlarının kırılganlığını ve teknolojik gelişmelerin potansiyel tehlikelerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu kehanetin ne kadarının gerçekleşeceği bilinmez, ancak uluslararası toplumun bu tür uyarıları dikkate alarak daha dikkatli ve hazırlıklı olması gerektiği açık.
