İstanbul'da gündemi sarsan bir gelişme yaşandı. Ataşehir, Maltepe, Sarıyer ve Şişli belediyelerine yönelik terör örgütü DHKP/C'ye finans sağladıkları iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı ve iddianame kabul edildi. Soruşturma kapsamında, eski belediye başkanları ve yardımcılarının da aralarında bulunduğu 25 şüpheli hakkında dava açıldı. Bu beklenmedik gelişme, siyaset ve yerel yönetimlerde büyük yankı uyandırdı.
İddianamede Neler Var?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüphelilerin DHKP/C terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettikleri, örgüte finans sağladıkları iddia ediliyor. İddianamede yer alan bilgilere göre, örgütün merkez komitesinin talimatı ile örgüte maddi kaynak sağlamak amacıyla 2014 yılında İKOM (İhtiyaç Komitesi) adında bir yapılanma kurulduğu belirtiliyor. Bu komite aracılığıyla belediyelerden örgüte para aktarıldığı öne sürülüyor. İddianamede adı geçen bazı isimler şöyle:
- Eski Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü
- Eski Şişli Belediye Başkan Yardımcıları Erdoğan Yıldız, Emir Sarıgül ve Mehrali Seçme
- Eski Maltepe Belediye Başkan Yardımcısı Haydar Battal
- Eski Maltepe Belediye Başkan Yardımcısı Melih Morsümbül
- Eski Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Kalender Özdemir
- Eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç
Bu isimlerin yanı sıra, soruşturma kapsamında başka şüphelilerin de bulunduğu ve haklarında dava açıldığı belirtildi.
Soruşturmanın Detayları ve İddialar
Soruşturma, Ataşehir, Maltepe, Sarıyer ve Şişli belediyelerinin bazı ihalelerinde ve faaliyetlerinde usulsüzlükler tespit edilmesi üzerine başlatılmıştı. İddialara göre, belediyelerdeki bazı görevliler, DHKP/C terör örgütü ile bağlantılı kişilere ihale vermiş veya örgütün kontrolündeki şirketlere para aktarmış. Ayrıca, belediyelerin bazı sosyal yardım projeleri adı altında örgüte finans sağladığı da iddia ediliyor. Soruşturma kapsamında elde edilen deliller ve tanık ifadeleri doğrultusunda iddianame hazırlanarak mahkemeye sunuldu.
Bu tür soruşturmalar, genellikle yerel yönetimlerin şeffaflığı ve hesap verebilirliği konularında önemli tartışmaları beraberinde getirir. Belediyelerin faaliyetlerinin daha sıkı denetlenmesi ve usulsüzlüklerin önüne geçilmesi için çeşitli önlemler alınması gerektiği sıkça dile getirilir. Bu dava sürecinin, yerel yönetimlerdeki olası riskleri ve alınması gereken önlemleri daha net bir şekilde ortaya koyması bekleniyor.
İstanbul'daki bu gelişmeler, Türkiye'nin siyasi gündemine bomba gibi düştü. Terör örgütleriyle mücadele konusunda hassas bir dönemden geçen ülkemizde, bu tür iddiaların titizlikle soruşturulması ve suçluların adalet önüne çıkarılması büyük önem taşıyor. Dava sürecinin nasıl ilerleyeceği ve hangi sonuçlara ulaşılacağı merakla bekleniyor.