2026 Bütçesi: Erdoğan Emekçiyi Mi Hedef Aldı? Şok Vergi Planı!
Gündem

2026 Bütçesi: Erdoğan Emekçiyi Mi Hedef Aldı? Şok Vergi Planı!


22 October 20255 dk okuma13 görüntülenmeSon güncelleme: 22 October 2025

Cumhurbaşkanlığı tarafından TBMM'ye sunulan 2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifi, gelir dağılımı adaletsizliği ve emekçiler üzerindeki vergi yükünün artmasıyla ilgili tartışmaları alevlendirdi. Teklif, özellikle gelir vergisi ve kurumlar vergisi arasındaki orantısız artış hedefiyle dikkat çekiyor. Peki, bu bütçe teklifi gerçekten emekçiyi mi hedef alıyor? İşte detaylar…

Bütçe Gelirleri Nereden Sağlanacak?

2026 bütçe gelirlerinin büyük bir kısmının vergilerden sağlanması planlanıyor. Ancak vergi gelirleri içinde kurumlar vergisinin payı azalırken, gelir vergisinin payı önemli ölçüde artırılıyor. Bu durum, iktidarın yükü emekçinin sırtına yükleme politikası olarak yorumlanıyor. Cumhurbaşkanlığı, 2026 yılı için toplam bütçe gelirlerinin %87,21’ini vergilerle sağlamayı planlıyor. Ancak, vergi gelirlerinin yalnızca %11,14’ünü kurumlar vergisinden toplamayı hedeflerken, bunun iki katından daha fazlasını, %22,76’sını ise çalışanların bordrolarından almayı amaçlıyor.

AKP'nin Vergi Politikası: Patronlar mı, Emekçiler mi?

Yıllar içinde bütçe tekliflerinde kurumlar vergisinin, gelir vergisi içindeki payının azalması, patronların vergiden muaf tutulma eğilimi olarak değerlendiriliyor. İşletmelerin net kârından alınacak verginin toplam vergi içindeki payı azaltılırken, işçi ve emekçilerden alınan vergilerde artış yaşanıyor. Bu durum, sınıfa saldırının yeni bir aşaması olarak yorumlanıyor. İşçi ve emekçilerden her yıl daha fazla gelir vergisi alınmaktadır. Örneğin işçi ve emekçilerin ödediği gelir vergisinin toplam gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergi içindeki payı 2024 yılında %48, 2025 yılında %56 ve 2026 yılında %67 olarak hedeflenmiştir.

Sınıfa Saldırıya Karşı Sınıf Mücadelesi

2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifi, AKP iktidarının bütçe gelirlerini işçilerden, köylülerden, küçük esnaftan ve yoksullardan almayı planladığını açıkça gösteriyor. Maaşlar ve ücretler sabit kalırken, vergi kalemleri artacak. Bu durum, sınıfa karşı bir saldırı olarak değerlendiriliyor. Bu saldırıya karşı ortak bir dil, eylem birliği ve dayanışma ile karşı konulması gerektiği vurgulanıyor.

  • Ortak eylem birliği şart
  • Dayanışma ile püskürtülmeli
  • Sınıfın umudu korunmalı

Bu nedenle, yukarıda gelir kaynağı hedefleri genel hatlarıyla özetlenmeye çalışılan 2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifi’nin de sınıfa karşı saldırının yeni adımını, yeni alanını oluşturduğu kabul edilmelidir. Son yıllarda izlediği politikalar sonucunda ortaya çıkan yoksunluk, yoksulluk, açlık, evsizlik ve işsizlikteki çığ gibi artışları görmezden gelip böylesi bir genel bütçe teklifini topluma dayatan iktidarın bu tutumu karşı hamle için bir davet olarak kabul edilmeli, daha fazla zaman geçirmeden gerekleri yerine getirilebilmelidir. Böylesi bir genel bütçe teklifine karşı ortak mücadelenin sağlanamaması yalnızca umutsuzlukla, yorgunlukla değil, “teslimiyet” dışında neyle açıklanabilir?