Fikri Sağlar'dan Şok İddia: Madımak'ta Derin Devlet Mi Vardı?
Dünya

Fikri Sağlar'dan Şok İddia: Madımak'ta Derin Devlet Mi Vardı?


25 October 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 25 October 2025

Sivas Katliamı, Türkiye'nin yakın tarihine kara bir leke olarak kazınan, acı ve travmatik bir olaydır. 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan bu elim olayda, 33 aydın, 2 otel görevlisi ve 2 saldırgan olmak üzere toplam 37 kişi hayatını kaybetmiştir. Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, Madımak Katliamı hala hafızalardaki tazeliğini korumakta ve tartışılmaya devam etmektedir. Dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar, katliamın perde arkasına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sağlar, olayda derin devletin parmağı olduğunu iddia etti.

Fikri Sağlar'dan Şok İddialar

Nazım Alpman ve Ekin Kadir Selçuk'un kaleme aldığı "Mücadelenin Onurlu Yolu: Fikri Sağlar Kitabı"nda, Fikri Sağlar, o dönemde yaşadıklarını ve edindiği bilgileri ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Sağlar, Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı'nın olaylara kasten müdahale etmediğini ve katliamın arkasında derin bir plan olduğunu savundu.

Sağlar, kitabında şu ifadelere yer veriyor:

  • "O gün Sivas'ta yaşananlar, organize bir eylemdi. Emniyet ve Jandarma'nın seyirci kalması, olayın vahametini artırdı."
  • "Benim o dönemde edindiğim bilgilere göre, katliamın arkasında derin devletin parmağı vardı. Amaç, Türkiye'yi kaosa sürüklemekti."
  • "Madımak Katliamı, Türkiye'nin aydınlık yüzüne vurulmuş bir darbedir. Bu olayın faillerinin ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması, Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşımaktadır."

Fikri Sağlar'ın bu açıklamaları, Madımak Katliamı'na dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Olayın tanıkları ve mağdur aileleri, Sağlar'ın iddialarının araştırılmasını ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyor.

Madımak Katliamı'nın Türkiye Üzerindeki Etkileri

Madımak Katliamı, Türkiye'de büyük bir travma yaratmış ve toplumda derin yaralar açmıştır. Olay, Türkiye'deki Alevi-Sünni ayrımını körüklemiş, farklı kesimler arasındaki güvensizliği artırmıştır. Ayrıca, katliam, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve hoşgörü ortamına büyük bir darbe vurmuştur.

Madımak Katliamı'nın ardından, Türkiye'de birçok aydın ve sanatçı, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve hoşgörüsüzlüğün artması nedeniyle endişelerini dile getirmiştir. Olay, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini de olumsuz etkilemiştir.

Madımak Katliamı, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve geleceğini inşa etmesi için önemli bir dönüm noktasıdır. Bu acı olaydan ders çıkararak, Türkiye'de hoşgörü, diyalog ve uzlaşı kültürünün geliştirilmesi gerekmektedir.

Fikri Sağlar'ın Madımak Katliamı'na dair yaptığı açıklamalar, olayın hala aydınlatılmamış birçok yönü olduğunu gösteriyor. Bu açıklamalar, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve adaletin sağlanması için önemli bir fırsat sunuyor. Madımak Katliamı'nın tüm yönleriyle aydınlatılması, Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşıyor. Olayın faillerinin ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması, Türkiye'de demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün güçlenmesine katkı sağlayacaktır.