Üniversite İsmi mi, Hukuksuzluk Mu? Osman Sert'ten Bomba Yorum!
Gündem

Üniversite İsmi mi, Hukuksuzluk Mu? Osman Sert'ten Bomba Yorum!


07 August 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 07 August 2025

Karar yazarı Osman Sert, Kırıkkale Üniversitesi kampüsünden Beşir Atalay'ın adının silinmesine yönelik tepkilere dikkat çekerek, muhafazakâr çevrelerin bu konudaki hassasiyetini eleştirdi. Sert, son yıllarda yaşanan daha büyük hukuksuzluklar karşısında sessiz kalanların, şimdi sembolik bir isim değişikliği üzerinden haksızlık eleştirisi getirmesinin inandırıcı olmadığını savundu.

Hukuksuzluklar Karşısında Sessizlik

Osman Sert, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olaylar ve İstanbul Şehir Üniversitesi'nin kapatılması gibi önemli konularda ilkesel bir duruş sergilemeyenlerin, şimdi sadece bir isim değişikliği üzerinden haksızlık eleştirisi yapmasının samimiyetsiz olduğunu belirtti. Sert, bu türden sembolik tepkilerin, asıl sorunların üzerini örtmeye yönelik bir çaba olduğunu ima etti.

Sert'in açıklamalarından satır başları:

  • "Memlekette bu kadar hukuksuzluk varken..."
  • "...bir üniversitenin kampüsünün adının değil fiziki varlığının üzerinden gözü kara bir kinle geçilmişken..."
  • "...eski bir yol arkadaşının ismine yapılan haksızlık üzerinden, gençlerin moda tabiri ile, 'duyar kasmak' kimsenin sicilini temizlemeye yetmez."

Asıl Sorunlar Neler?

Sert, asıl odaklanılması gerekenin, üniversitelerin özerkliğine yapılan müdahaleler, haksız yere işten çıkarılan akademisyenler ve öğrencilerin yaşadığı mağduriyetler olduğunu vurguladı. İsim değişikliklerinin sembolik bir önemi olsa da, asıl meselenin hukuk devleti ilkesinin zedelenmesi olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan rektör atamaları ve İstanbul Şehir Üniversitesi'nin kapatılması gibi olaylar, daha büyük bir sorunun parçası olarak değerlendirildi.

Siyasi Manevralar ve Samimiyet Sorgulaması

Osman Sert'in bu açıklamaları, muhafazakâr çevrelerde farklı yorumlara neden olabilir. Bir yandan, eski bir siyasi figürün isminin silinmesine gösterilen tepki anlaşılabilir bulunurken, diğer yandan Sert'in işaret ettiği gibi, daha büyük hukuksuzluklar karşısında sessiz kalınması eleştirilebilir. Bu durum, siyasi manevraların ve samimiyetin sorgulanmasına yol açabilecek bir tartışma zemini oluşturuyor.

Sonuç olarak, Osman Sert'in yorumları, Türkiye'deki hukuk devleti tartışmalarına yeni bir boyut kazandırıyor. Üniversite isimleri üzerinden yapılan tartışmaların ötesine geçerek, asıl odaklanılması gerekenin daha büyük ve yapısal sorunlar olduğunu hatırlatıyor. Bu durum, kamuoyunda daha geniş bir tartışma başlatarak, farklı kesimlerin konuya daha eleştirel bir gözle bakmasına katkı sağlayabilir.