İstanbul'da yaşayan Yuva ailesi, 2015 yılında başlayan ve 10 yıl süren zorlu bir mücadeleyi kazanarak adeta mucizeye imza attı. Üç kardeşin de yakalandığı lenfoma kanserini yenmeleri, umut dolu bir hikaye olarak hafızalara kazındı. Mislinan, Havva Nur ve Abdulsamet kardeşlerin azmi ve ailelerinin desteği, kanserle savaşan diğer ailelere de ilham kaynağı oldu.
Kanser Teşhisiyle Başlayan Zorlu Süreç
Yuva ailesinin kabusu, 2015 yılında 1,5 yaşındaki oğulları Mislinan'ın boynunda oluşan şişlikle başladı. Erzurum'da yapılan tetkikler sonucunda Mislinan'a lenfoma teşhisi konuldu ve kemoterapi tedavisine başlandı. Ancak aile için kötü haberler bununla sınırlı kalmadı. 2,5 yaşındaki kızları Havva Nur'un da karnında şişlik oluşunca, yapılan tetkikler sonucunda ona da lenfoma teşhisi konuldu. İki kardeşin art arda kansere yakalanması, aileyi derinden sarstı. Yaklaşık 2 yıl sonra, 7 yaşındaki büyük oğulları Abdulsamet'in de lenfomaya yakalandığı haberi, ailenin yaşadığı şoku katbekat artırdı.
Anne Refika Yuva, o günleri şöyle anlatıyor: "Zor bir süreçti. Kanser nedir, kemoterapi nedir bilmiyoruz. İlk defa başımıza gelmiş. Şu an 11 yaşında olan oğlum Mislinan, Erzurum'da 3 kür kemoterapi aldı. İki ay sonra da 2,5 yaşındaki kızımın karnı şişmeye başladı, hastaneye götürdük. Tahliller yapıldı, biyopsi oldu. Ona da lenfoma teşhisi konuldu. İki ay arayla kızım Havva Nur da kansere yakalandı."
Umut Dolu Mücadele ve Donör Arayışı
Üç kardeşin de kemoterapi tedavisi görmesi ve durumlarının ağırlaşması üzerine doktorlar, acil donör bulunması gerektiğini söyledi. Uyumlu bulunan anne Refika Yuva, Havva Nur ve Mislinan'a donör oldu. Abdulsamet için ise dışarıdan uyumlu bir donör bulundu. Bu süreçte aile, büyük bir dayanışma örneği sergileyerek birbirlerine destek oldu. Kardeşlerin yaşadığı zorluklara rağmen hayata tutunma çabaları, çevrelerindeki insanlara da umut verdi.
Refika Yuva, çocuklarının yaşadığı zorlukları ve kendi mücadelelerini şu sözlerle ifade ediyor: "Çok çaresizdim, çok zor süreçlerden geçtim. Erzurum'dan İstanbul'a sevk ettiler. Havva Nur ilk kürünü İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde aldı. İkisi de kemoterapi aldı. Saçları döküldü, çok sinirlilerdi, dayanamıyorlardı. Ben Allah'tan yardım istiyordum. Mislinan'ın 3 kez hastalığı nüksetti, durumu çok kötüydü. Havva Nur'un da hastalığı 1 yılda 2 defa nüksetti. Mislinan'a otolog nakil yapıldı, nakil tutmadı, daha çok fenalaştı. Doktorlar 'Durumu kritik, yoğun bakıma alacağız,' dediler. Sağlık Bakanlığı onay verince ilaç getirildi, onunla tekrar hayata döndü. Havva Nur'da otolog nakil oldu, hastalığı tekrar nüksetti onda da nakil tutmadı."
- Mislinan: Pilot olmak istiyor.
- Havva Nur: Mimar olmak istiyor.
- Abdulsamet: Veteriner hekim olmak istiyor.
Zafer ve Umut
10 yıl süren zorlu mücadele sonunda, 3 kardeş de kanseri yenerek sağlıklarına kavuştu. Bu mucizevi zafer, Yuva ailesi için yeni bir başlangıç oldu. Çocuklar okula gidiyor, başarılı birer öğrenci olarak geleceklerine umutla bakıyorlar. Anne Refika Yuva ise, çocukları kanserle savaşan diğer ailelere moral vererek onlara destek olmaya çalışıyor.
Refika Yuva, "3 çocuğum da kanseri atlattı. Şu an rutin kontrollere gidiyoruz. Üçü de okula gidiyor, çok başarılılar, karneleri hep taktir geliyor. Kanserle savaşan insanları gördüğümde ağlıyorlardı, hep üzgün görüyordum, çaresizlik içindelerdi. Benim başıma geldiğinde ben de öyleydim ama benim 3 çocuğum kansere yakalanınca baktım biz mücadelede iyi gidiyoruz, güçlüyüz, ayaktayız" diyor.
Yuva ailesinin hikayesi, kanserle savaşan herkese umut ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Bu zorlu süreçte aileye destek olan Kansersiz Yaşam Derneği de, kanserle mücadelede önemli bir rol üstleniyor.
Bu olağanüstü mücadele, kanserin üstesinden gelinebileceğini, umudun ve azmin her zaman galip gelebileceğini bir kez daha gösteriyor. Yuva ailesinin yaşadığı bu mucizevi değişim, kanserle savaşan tüm bireyler için bir motivasyon kaynağı olmalı ve onlara asla pes etmemeleri gerektiğini hatırlatmalıdır.
