İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi (İÜDÜG), tutuklu öğrenciler ve İktisat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Levent Dölek'in serbest bırakılması için açıklama yaptı. Girişim, tutuklamaların anayasal hakların ihlali olduğunu vurgulayarak, üniversite yönetimini ve öğretim üyelerini öğrencilerine sahip çıkmaya çağırdı. Peki, bu çağrının ardında yatan sebepler neler ve üniversite topluluğu bu duruma nasıl tepki verecek?
Tutuklamalar Anayasa İhlali mi?
İÜDÜG, Anayasa'nın 34. maddesini hatırlatarak, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin gözaltına alınmasının ve tutuklanmasının bir anayasa ihlali olduğunu savundu. Anayasa'nın 34. maddesi, herkesin önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğunu belirtir. Girişim, ayrıca öğrencilerin tutuklu bulunmasının Anayasa'nın 42. maddesini de ihlal ettiğini, çünkü bu maddenin kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağını güvence altına aldığını ifade etti. "Savaşta değiliz. Seferberlik yok! Hukuk araçsallaştırılarak, 'ceza ve öç' politikası uygulanmaktadır" ifadeleriyle durumu özetlediler.
Öğrenci Tutuklamaları ve Eğitim Hakkı
Girişim, 300'ün üzerinde öğrencinin tutuklu olduğunu ve bu durumun Türkiye'nin de imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtti. Tutuklamanın bir cezaya dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan İÜDÜG, eğitimin temel bir insan hakkı olduğunu ve devletin bu hakkın kullanımını güvenceye almasının kamusal bir zorunluluk olduğunu savundu. Birçok üniversitede sınav süreçlerinin başladığı veya başlayacak olduğu bu dönemde, öğrencilerin ve öğretim elemanlarının gözaltına alınması ve tutuklanması, eğitim hakkının ciddi şekilde engellenmesi anlamına geliyor.
İstanbul Üniversitesi'ne Çağrı
İÜDÜG, İstanbul Üniversitesi'nin bu sürecin tam ortasında yer aldığını belirterek, üniversite yönetimini, öğretim elemanlarını ve üyelerini öğrencilerine sahip çıkmaya çağırdı. Ayrıca, İktisat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Levent Dölek'in serbest bırakılmasını talep etti. Üniversite topluluğunun bu çağrıya nasıl yanıt vereceği ve tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için ne gibi adımlar atılacağı merak konusu.
İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi'nin çağrısı, Türkiye'deki öğrenci hakları ve ifade özgürlüğü konularında önemli bir tartışma başlatmış durumda. Tutuklu öğrencilerin ve Dr. Levent Dölek'in serbest bırakılması talebi, akademik özgürlüğün ve anayasal hakların korunması gerekliliğini bir kez daha gündeme getiriyor. Bu gelişmelerin, Türkiye'deki yükseköğretim politikaları ve öğrenci hareketleri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise zamanla görülecek.