21 Nisan 2025 Pazartesi

İtaat Zinciri Kırılıyor! Türkiye'de Neler Oluyor?

Son dönemde Türkiye'de yaşanan olaylar, iktidarların güçlenme çabaları ve kitlelerin buna karşı gösterdiği tepkiler dikkat çekiyor. İktidarların gücünü koruma arzusu ve kitlelerin itaat mekanizmalarını kırma çabası arasındaki gerilim, ülkenin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Peki, Türkiye bu süreçte neler yaşıyor ve gelecekte bizi neler bekliyor?

İtaat ve Rızanın Hegemonyası

İktidarların güçlerini artırmaları, yönettikleri toplumun büyük bir kesiminin, iktidarın karar, uygulama ve politikalarına itaat etmeleriyle mümkün olur. Bu, bir başka deyişle, rızaya dayalı bir hegemonyanın kabulü anlamına gelir. Ancak, bu rızaya dayalı hegemonya kırıldığında, iktidarın elinde sadece zora dayalı hegemonya kurma araçları kalır. Bu durumda ise iktidar, "İktidardan gitmek ya da kalmak, ama nasıl?" sorusunun korku dehlizlerinde yanıtlarını aramaya başlar.

İtaat, bir davranış kalıbı olarak, insanların eğitim süreçlerinde edindikleri bilgi ve becerilerle şekillenir. Bu davranış kalıplarının kırılması, özellikle de betonlaştıktan sonra, oldukça zordur. Ancak, kitlelerin itaat zincirlerini kırması, toplumsal değişim için önemli bir adımdır.

İnanca Dayalı Hegemonya ve Devletin Rolü

İktidar hegemonyaları sadece din ve inançlar üzerinden oluşturulan rızaya dayalı hegemonyalar değildir. Devletin ideolojik aygıtları, baskıya dayanmayan ideolojik bilgi ve yönlendirme mekanizmalarıyla da kitlelere 'rıza onayı' ürettirebilir. Ancak, demokrasinin en önemli özelliklerinden biri, inanç özgürlüğünün sağlanması ve inanca dayalı zorunlu itaatin ortadan kaldırılmasıdır.

İktidarların 'rıza' yerine geçmek üzere 'itaat' üretme mekanizmaları, ideolojik olduğu kadar reel ekonomi ve güçler dengesinin kullanımı üzerinden de üretilebilir. Hukukun kullanımıyla korku ve yıldırma mekanizmaları, bu tür uygulamaların başında gelir. Ancak, bunların kalıcılığı için sağlam bir sosyo-ekonomik baz oluşturma gereği göz ardı edilemez.

Türkiye'de Yaşanan Değişimler ve Gelecek Beklentileri

Ortadoğu'dan Asya'ya, Avrupa'dan Amerika'ya kadar birçok ülkede iktidarların çelişkileri ve kitlelerin başkaldırıları gözleniyor. Türkiye de bu süreçten bağımsız değil. Ülkenin iç dinamikleri, bu süreci hızlandırıyor ya da yavaşlatıyor. Son dönemlerde Türkiye, bu süreçlerin en hızlı ve yoğun yaşandığı ülkelerden biri haline geldi.

Kitlelerin birçok ülkede 'itaat' ve 'korku' içinde bağımlılık zincirlerini kırdıklarına ilişkin görüntüler sosyal medyada ve kitle iletişim araçlarında sıkça yer alıyor. Bu durum, 21. yüzyılın ilk yarısının, 20. yüzyılın ilk yarısından çok daha büyük ölçekli değişmelere gebe olduğunu gösteriyor.

Umalım ki bu süreç, en az çatışmalı ve savaşsız bir şekilde yürüsün ve tüm dünyayı paranın esiri olunmayan, sosyal hukuk devletinin de ötesinde çok daha eşitlikçi yeni bir evreye taşısın. Önümüzdeki günlerde Türkiye'de ve dünyada neler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz.

İlgili Haberler