Forensic Architecture'dan Júlia Nueno, devletin şiddeti örtbas etme çabalarını ve hakikat inşasını sorguluyor. Mimarlık, görselleştirme ve veri analizi yoluyla devlet ve kurumsal şiddeti deşifre eden araştırma kolektifi Forensic Architecture’dan Júlia Nueno, toplumsal adalet arayışında teknolojinin rolünü değerlendiriyor. Nueno, özellikle İsrail ordusunun Filistinlilere yönelik veri toplama ve yönetme yöntemlerini mercek altına alarak, askeri taktiklerin bilgi yönetimi stratejilerine nasıl dönüştüğünü ve yapay zekâ sistemlerinin bu süreçteki rolünü sorguluyor.
Forensic Architecture'ın Yöntemi ve Hedefleri
Forensic Architecture, mimari tasarım, mekânsal analiz ve teknolojiyi birleştirerek iktidarın cezasızlıkla hareket ettiği yerlerde neler yaşandığını yeniden kurgulayan disiplinlerarası bir metodoloji izliyor. Júlia Nueno, bu yöntemi şu sözlerle açıklıyor:
Belirttiğiniz üzere, Forensic Architecture; mimari tasarım, mekânsal analiz ve teknolojiyi birleştirerek iktidarın cezasızlıkla hareket ettiği yerlerde neler yaşandığını yeniden kurgulayan disiplinlerarası bir metodoloji. Uydu görüntüleri, 3D modeller, tanıklıklar, sosyal medya içerikleri ve deneysel yöntemler kullanıyoruz.
Ekip, mimarlar, gazeteciler, mühendisler ve avukatlardan oluşuyor. Şiddetin kentleri ve insanların hayatlarını nasıl etkilediğini inceliyorlar. Bu, yalnızca binaları analiz etmekle yetinmeyen; toprağı bir tanığa dönüştürüp mekâna kazınmış iktidar ilişkilerinin izini süren bir mimarlık anlayışı demek. Araştırma bulguları kimi zaman uluslararası hukuk ve adalet süreçlerinde delil olarak sunuluyor. Ancak hedef hukuki çerçevelerin ötesine uzanıyor: Devletin ‘hakikat’i nasıl inşa ettiğini sorguluyor, adaleti kamusal alanı siyasi eylem sahası olarak koruyan bir yaklaşımla savunuyorlar. Medyanın küresel ölçekte yaygınlaştığı bir dünyada, parçalanmış olguları yeniden kurmak ve iktidarın gizlediğini görünür kılmak için dijital içeriklerden yararlanmayı öneriyorlar.
Çalışmaların Etkileri ve Karşılaşılan Zorluklar
Forensic Architecture'ın çalışmaları, birçok davada delil olarak kullanıldı ve önemli sonuçlar elde edilmesine yardımcı oldu. Örneğin, Yunanistan'da anti-faşist eylemci Pavlos Fyssas'ın öldürülmesi davasında, Forensic Architecture'ın araştırması, polisin raporlarında yalan söylediğini ortaya çıkardı ve Altın Şafak'ın bir suç örgütü olarak mahkûm edilmesine yardımcı oldu. Nueno, bu konuda şunları ifade ediyor:
Çalışmalarımız, Birleşik Krallık’ta polis şiddeti davalarında ve göçmen kurtarma gönüllülerinin kriminalize edilmesine karşı açılan davalarda delil olarak sunuldu. Örneğin, geçmiş araştırmalarımızdan biri Yunanistan’da anti‑faşist eylemci Pavlos Fyssas’ın öldürülmesine dair yürütüldü.
Ancak, çalışmalarının doğrudan etkide bulunduğu somut davalar, yargı süreçleri ya da kamuoyuna yansıyan tepkiler olsa da, aynı zamanda siyasi baskı ve cezasızlık mekanizmalarıyla da karşılaşıyorlar. Nueno, bu durumu şöyle açıklıyor:
Doğrudan bir “kriminalize edilme” durumundan her zaman söz edemeyiz belki, fakat savunduğumuz tezlere karşı açık bir direnç olduğu kesin. Elbette, devletler şiddetlerini açığa çıkaran bir yapı karşısında rahatsızlık hisseder.
Forensic Architecture, devletin şiddetini açığa çıkarmak için teknolojiyi yeniden işlevlendiriyor. Uydu görüntüleri, 3D modelleme ve drone ile görüntüleme gibi teknolojileri gözetim, kontrol ve yıkım amacıyla kullanan devletlere karşı, aynı araçları devlet şiddetini ifşa etmek için kullanıyorlar. Nueno, bu durumu şöyle ifade ediyor:
Bizim işimizin tam merkezinde -daha önce de söylediğim gibi- adli inceleme süreçlerini tersine çevirmek ve devletin delil üretimi ile adalet tanımı üzerindeki tekelini sorgulamak var.
Forensic Architecture’ın Filistin’e olan bağlılığı çok eskilere dayanıyor. Nueno, Filistin ile ilgili çalışmalarında, kendi adli birimini de barındıran kardeş kuruluşları Al‑Haq ile yakın işbirliği içinde olduklarını belirtiyor. Ayrıca, Filistinli kurumlarla ve direnişle kurdukları ilişkiler üzerinden araştırma pratiklerini şekillendiriyorlar. Nueno bu konuda şunları söylüyor:
Filistin ile ilgili çalışmalarımızda, kendi adli birimini de barındıran kardeş kuruluşumuz Al‑Haq ile yakın işbirliği içindeyiz. Onlarla ve bölgede araştırma yürüten diğer örgütlerle sürekli iletişim kurarak, güncel sürece odaklanan projelerimizi yürütüyoruz; ancak Filistin’e olan bağlılığımız çok daha eskilere dayanıyor.
Forensic Architecture'ın çalışmaları, devletin hakikat inşasını sorgulayarak, adaletin sağlanmasına katkıda bulunuyor. Şiddet mağduru toplumların ve bireylerin kendi bakış açılarından anlamlı adalet taleplerini yükseltmelerine imkân tanıyor. Bu sayede, devlet şiddetinin görünmezleştirildiği ve unutturulmaya çalışıldığı yerlerde, adli mimarlık bir karşı-hafıza yaratma aracı olarak işlev görüyor.