Gazeteci ve yazar Deniz Zeyrek, son yazısında Türkiye'deki siyasi ve hukuki gelişmeleri sert bir dille eleştirdi. Zeyrek, iktidarın, yargının ve bürokrasinin son dönemdeki kararlarını "komedi dükkanı"na benzeterek, bu durumun ülkeyi gülünç duruma düşürdüğünü savundu.
Deniz Zeyrek'ten Sert Eleştiriler
Zeyrek, özellikle CHP otobüsünün "silah" sayılması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesabının engellenmesi gibi olaylara dikkat çekerek, bu tür uygulamaların hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını ifade etti. "İktidarımız bu aralar muhalefeti zor durumda bırakmak için öyle adımlar atıyor ki komedi filmleri yanlarında yaya kalıyor" diyen Zeyrek, bu tür uygulamaların sadece muhalefeti değil, tüm toplumu olumsuz etkilediğini vurguladı.
Zeyrek'in eleştirileri sadece bu olaylarla sınırlı kalmadı. Yargının bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi konularda da iktidara yönelik sert eleştirilerde bulundu. Zeyrek, "Devleti yönetenlerin, hukukun üstünlüğüne saygı duyması ve adil kararlar alması gerekirken, maalesef tam tersi bir durumla karşı karşıyayız" dedi.
Türkiye'de Hukukun Durumu
Türkiye'de son yıllarda hukukun üstünlüğü ilkesinin zayıfladığına dair eleştiriler sıkça dile getiriliyor. Özellikle siyasi davalarda verilen kararlar, yargının bağımsızlığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlar da Türkiye'deki hukuk sistemine yönelik endişelerini dile getiriyorlar.
Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir ülkede, vatandaşların hak ve özgürlükleri tehlikeye girer. Yatırımcılar ülkeye güven duymaz ve ekonomik istikrar sağlanamaz. Bu nedenle, Türkiye'nin bir an önce hukuk devleti ilkesine geri dönmesi ve yargının bağımsızlığını sağlaması gerekiyor.
Sonuç
Deniz Zeyrek'in "komedi dükkanı" benzetmesi, Türkiye'deki mevcut durumu çarpıcı bir şekilde özetliyor. İktidarın, yargının ve bürokrasinin son dönemdeki uygulamaları, ülkeyi gülünç duruma düşürüyor ve hukuk devleti ilkesini zedeliyor. Türkiye'nin bir an önce bu durumdan kurtulması ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ülke daha da derin bir krize sürüklenebilir.