
Cezaevinden Avukatlığa: Can Memiş'in Ruhsat İptali Şoku!
2018 yılında HDK Ana davasından tutuklanan ve cezaevindeyken hukuk fakültesini kazanan Can Memiş'in avukatlık ruhsatı, kesinleşmemiş HDK davası nedeniyle iptal edildi. Bu durum, hukuk camiasında büyük yankı uyandırdı ve tartışmalara neden oldu. Memiş, yaşadığı bu hukuksuzluğu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı ve adaletin tecelli etmesini bekliyor.
Hukuk Mücadelesi Cezaevinde Başladı
Can Memiş'in avukatlık serüveni, aslında cezaevinde başladı. Sosyoloji eğitimi alırken tutuklanan Memiş, cezaevinde ikinci üniversite olarak hukuk fakültesini okumaya karar verdi. Bu kararını, hak mücadelelerine hukukçu kimliğiyle katkıda bulunmak amacıyla aldığını belirtiyor. Üniversiteyi başarıyla tamamladıktan sonra stajını da bitiren Memiş, İstanbul Barosu'ndan avukatlık ruhsatını almayı başardı. Ancak bu sevinci uzun sürmedi.
Kasım ayında, 2018'den beri yargılandığı HDK davasından 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Bu ceza, avukatlık yapmasına engel teşkil etmiyordu. Ancak Adalet Bakanlığı, bu durumu gerekçe göstererek Türkiye Barolar Birliği'ne (TBB) bir yazı gönderdi. TBB, direnme kararı alarak dosyayı İstanbul Barosu'na geri gönderdi ve Memiş'in avukatlık yapmasında bir engel bulunmadığını teyit etti. 27 Şubat'ta avukatlık yemini eden Memiş, göreve başladı. Fakat kısa süre sonra, 18 Şubat'ta TBB aleyhine bir dava açıldı. Bu dava, Memiş'in avukatlık ruhsatının iptali istemiyle açılmıştı.
Ruhsat İptali: Hukuki Süreç Nasıl İşledi?
Davanın seyrini değerlendiren Memiş, Ankara 9. İdare Mahkemesi'nin davayı kendisine ihbar etme kararı aldığını ve müdahil olma talebinde bulunduğunu ifade ediyor. Ancak Adalet Bakanlığı'nın bu talebi "uygun bulmadığı" yönünde bir yanıt verdiğini belirtiyor. Memiş, bu duruma anlam veremediğini ve Adalet Bakanlığı'nın gerekçesiz bir şekilde müdahil olma talebini reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu savunuyor.
10 Nisan'da ise mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bu karar, Memiş'in avukatlık ruhsatının askıya alınması anlamına geliyordu. Memiş, davanın tarafı kabul edilmediği için itiraz etme imkanı bulamadığını ve bu durumun hukuki haklarının ihlali olduğunu vurguluyor.
- Avukatlık Kanunu Madde 5/3: Yargılamaları süren avukat adaylarında kararın beklenebilmesi ihtimali bulunmaktadır.
- Anayasa Mahkemesi Kararları: Benzer durumlarda hak ihlali kararları vermiştir.
Memiş, Avukatlık Kanunu'nun ilgili maddesine göre idareye bırakılan takdir yetkisinin Anayasa Mahkemesi kararlarına ve hukuki ilkelere aykırı bir şekilde kullanıldığını savunuyor. İtirazlarının reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvuran Memiş, dosyasının şu anda komisyonlar tarafından incelendiğini belirtiyor.
"Hükümlüymüşüm Gibi Davranıldı"
Can Memiş, hakkında kesinleşmiş bir hüküm olmamasına rağmen kendisine hükümlüymüş gibi davranıldığını ifade ediyor. Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a maddesinde avukatlığa engel haller arasında anayasal düzene karşı suçlar ve devletin güvenliğine karşı suçlar yer alıyor. Ancak Memiş, yasa koyucunun "hüküm giymiş olmayı" bir şart olarak koştuğunu ve kendisi gibi durumda olanların henüz hüküm giymediğini vurguluyor.
Bu durumun masumiyet karinesinin ihlali olduğunu savunan Memiş, idarenin en baştan suçlu olduğunu kabul ettiğini ve adil yargılanma hakkının elinden alındığını belirtiyor. Anayasa Mahkemesi'nin benzer durumlarda verdiği hak ihlali kararlarını hatırlatan Memiş, mahkemelerin bu kararlara uymamakta direndiğini ve idare hukukunun işlevsiz hale getirildiğini ifade ediyor.
Avukatlık Hayatı ve Gelecek Beklentileri
Avukatlık ruhsatının iptal edilmesinin kendisini ve müvekkillerini olumsuz etkilediğini belirten Memiş, bu durumun sadece kendisiyle sınırlı olmadığını ve birçok avukatın benzer sorunlar yaşadığını dile getiriyor. Baroların eksiklikleri olup olmadığı sorusuna ise Memiş, İstanbul Barosu'nun büyük bir müdahaleyle karşı karşıya olduğunu ve Türkiye Barolar Birliği'nin de kapsamlı bir hazırlık yaptığını ancak sonuçta Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını ifade ediyor.
Gelecek planları hakkında konuşan Memiş, hukuki mücadelesini sürdürmenin yanı sıra akademik çalışmalarına ve yazı-çizi meşgalelerine devam edeceğini belirtiyor. Bir gün avukatlığa kaldığı yerden devam edeceğine inandığını söyleyen Memiş, bu süreçte kendisine destek olan herkese teşekkür ediyor.
Türkiye'de cezaevi deneyimi yaşamış gençlerin güvencesizlikle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Memiş, güvenlik soruşturmaları ve iş başvurularında karşılaşılan engellerin yarattığı psikolojik etkilerden bahsediyor. Her şey için mücadele etmek zorunda kalmanın yorucu olduğunu ve bu durumun büyük bir siteme neden olduğunu dile getiriyor. Ancak dayanışma ve destek sayesinde bu zorlu süreci atlatmaya çalıştığını ifade ediyor.