12 Mayıs 2025 Pazartesi

9 Mayıs Zafer Günü: Kızıl Ordu'nun Nazi Almanyası'nı Yenilgisi!

9 Mayıs 1945'te Kızıl Ordu'nun Berlin'i alarak Nazi rejimini teslim olmaya zorladığı gün, dünya genelinde Zafer Günü olarak kutlanıyor. Bu zafer, dünyayı büyük bir yıkımdan ve faşizmden kurtardı. Sovyetler Birliği, savaşta 25 milyon kayıp vererek en ağır bedeli ödedi ve zaferde büyük rol oynadı. Ancak Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'nin bu rolü ve fedakarlığı itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Hatta bazı çevrelerce Hitler faşizmiyle eşdeğer tutulmaya çalışıldı. Bu durum, tarihi gerçeklerin manipüle edilmesine ve çarpıtılmasına neden oldu.

Soğuk Savaş'ın Gölgesinde Tarih Yorumları

Soğuk Savaş'ın başlamasıyla birlikte, savaş dönemindeki müttefiklik ilişkileri yerini düşmanlığa bıraktı. ABD kamuoyunda kurtarıcı olarak görülen Stalin, George F. Kennan'ın "Uzun Telgraf"ı ile bambaşka bir konuma yerleştirildi. Bu telgraf, Soğuk Savaş'ın başlangıcı olarak kabul edilir. Kennan, Sovyetler Birliği'nin yayılmacı politikalarına karşı "çevreleme" stratejisini önerdi. Bu belge, ABD'nin militarist politikalarını meşrulaştırmak için kullanıldı ve Sovyetler Birliği'nin İkinci Dünya Savaşı'ndaki rolünü küçümsemeye yönelik anti-komünist söylemlerin yayılmasına zemin hazırladı.

Molotov-Ribbentrop Paktı gibi olaylar, Sovyetler ve Nazi rejimi arasında bir işbirliği olduğu algısı yaratmak için kullanıldı. Oysa bu paktın koşulları ve amaçları göz ardı edilerek, Sovyetler Birliği'nin 25 milyon insanını kaybettiği gerçeği görmezden gelindi. Aynı şekilde, Sovyetler Birliği'ni totaliter rejimler başlığı altında faşizm ile eşdeğer gösterme çabaları da, Soğuk Savaş döneminin manipülasyonlarından biridir. Batı, Münih Antlaşması gibi olayları görmezden gelirken, Nazi Almanyası'na karşı direnen Sovyetler Birliği'ni karalamaya çalışmaktadır.

Berlin'deki Yasaklar ve Tarihin İnkârı

Kızıl Ordu'nun Nazi Almanyası'nı yenilgiye uğratmasının 80. yıl dönümünde, Berlin'deki Sovyet anıtlarındaki etkinliklere getirilen yasaklar, Soğuk Savaş döneminden kalma hastalıklı bir zihniyetin ürünüdür. Berlin polisinin Sovyet bayraklarını ve amblemlerini yasaklaması, faşizme karşı kazanılan zaferin anısını zedelemeye yöneliktir. Bu yasaklar, tarihin özünü değiştirmeye yönelik bir girişimdir ve kabul edilemez. Hiçbir yasağın, Sovyetler Birliği'nin faşizme karşı zaferdeki rolünü gölgelemeye gücü yetmez.

Zafer Günü, insanlığın faşizme karşı ortak zaferini simgeler. Bu zafer, gelecek nesillere aktarılmalı ve tarihin çarpıtılmasına izin verilmemelidir. Sovyetler Birliği'nin İkinci Dünya Savaşı'ndaki fedakarlığı ve rolü, asla unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, Soğuk Savaş retoriği ve anti-komünist hafıza inşası, İkinci Dünya Savaşı'na dair taraflı bir yeniden okumaya yol açmaktadır. Tarihi gerçeklerin manipüle edilmesi ve Sovyetler Birliği'nin rolünün küçümsenmesi, kabul edilemez bir durumdur. Zafer Günü, bu tür manipülasyonlara karşı bir duruş sergilemek ve tarihin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlamak için önemli bir fırsattır.

İlgili Haberler