Sadık Çelik, son yazısında ahlak kavramını sorgulayarak çarpıcı tespitlerde bulundu. "Ahlâkı yüceltip durduk... ama ne sokaklar temiz kaldı, ne zihinler." diyen Çelik, günümüzdeki kötülüklerin yaygınlığına ve iyiliğin azlığına dikkat çekiyor. Acaba gerçekten de ahlaki değerlerimizi yitiriyor muyuz? İşte Sadık Çelik'in düşündüren satırları...
Ahlak Yüceltildi, Peki Ya Sonuç?
Sadık Çelik, yazısında ahlakın sürekli yüceltilmesine rağmen, toplumdaki olumsuzlukların artmasına dikkat çekiyor. Sokakların kirliliği ve zihinlerin bulanıklığı, ahlaki değerlerin pratikte ne kadar uygulandığı sorusunu akla getiriyor. Çelik, aynı gökyüzü altında bu kadar çok kötülüğün kol gezdiği ve iyiliğin bu kadar az hissedildiği başka bir zamanın yaşanıp yaşanmadığını sorguluyor. Bu durum, toplumun ahlaki pusulasının kaybolduğuna işaret ediyor olabilir mi?
İyilik Konu Edildi, Kötülük Sıradanlaştı
Çelik, yazısında iyiliğin sadece konuşulduğu, kötülüğün ise sıradanlaştığı bir toplumsal yapıya vurgu yapıyor. "Adını unuttuğumuz ya da hiç bilmediğimiz tüm çocuklar için…" ifadesiyle, masumiyetin ve iyiliğin korunması gerektiğine işaret ediyor. Ancak, günümüzde çocuklara yönelik şiddet, istismar ve ihmal vakaları, kötülüğün ne kadar yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. İyiliğin sadece konu olarak kalması, kötülüğün ise sıradanlaşması, geleceğimiz için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Ahlaki Değerlerimizi Yeniden Keşfetmek
Sadık Çelik'in yazısı, toplum olarak ahlaki değerlerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor. Sadece ahlakı yüceltmek yetmiyor, onu pratikte de yaşamamız gerekiyor. Sokakları temiz tutmak, zihinleri berraklaştırmak, iyiliği yaygınlaştırmak ve kötülüğe karşı durmak, ahlaki değerlerimizi yaşatmanın yollarıdır. Unutmayalım ki, ahlak sadece bireysel bir erdem değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirmek için hep birlikte çaba göstermeliyiz.
Sadık Çelik'in yazısı, toplumda ahlakın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Ahlaki değerlerimizi koruyarak, daha temiz bir çevreye ve daha aydınlık zihinlere sahip olabiliriz. İyiliği yaygınlaştırarak, kötülüğün önüne geçebiliriz. Unutmayalım ki, ahlak sadece bir kavram değil, aynı zamanda yaşam biçimidir.
