Türkiye'de otizm vakalarındaki endişe verici artış, uzmanları harekete geçirdi. 2030 yılına kadar her 10 çocuktan birinin otizmli doğabileceği öngörüsü, alınması gereken önlemlerin aciliyetini gözler önüne seriyor. Peki, bu artışın nedenleri neler ve neler yapılmalı?
Otizm Vakalarındaki Korkutucu Artış
Otizm, günümüzde birçok ailenin hayatını derinden etkileyen bir durum. Türkiye'de okul çağındaki her 54 çocuktan birine otizm tanısı konuluyor. Erkek çocuklarda bu oran, kız çocuklarına göre dört kat daha fazla. Ancak en büyük sorun, eğitim imkanlarına erişimde yaşanıyor. Ülkemizde 0-18 yaş aralığında yaklaşık 550 bin otizmli birey bulunmasına rağmen, sadece 30 bini eğitim alabiliyor. Bu durum, aileleri özel gelişim merkezlerine yönlendiriyor ve maddi yükümlülükleri artırıyor.
Uzmanlar, otizmli bireylerin sayısındaki bu hızlı yükselişi, genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra, artan farkındalık ve gelişen tanı yöntemleriyle de ilişkilendiriyor. 2000 yılında her 150 çocuktan birine otizm tanısı konulurken, bu oran 2020'de her 36 çocuktan birine yükseldi. Otizm Ulusal Eylem Planı verileri, bu artışın devam edeceğini ve 2030 yılında her 10 çocuktan birinin otizmli olabileceğini gösteriyor.
Eğitimde Fırsat Eşitsizliği
Otizmli bireylerin eğitim alabilmesi, topluma kazandırılmaları ve bağımsız bir yaşam sürebilmeleri açısından hayati önem taşıyor. Ancak mevcut durumda, otizmli çocukların büyük bir çoğunluğu eğitim imkanlarından mahrum kalıyor. Bu durum, hem bireylerin potansiyelini gerçekleştirmesini engelliyor hem de aileler üzerinde büyük bir psikolojik ve ekonomik baskı yaratıyor.
Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için yapılması gerekenler:
- Erken tanı imkanlarının yaygınlaştırılması
- Özel eğitim merkezlerinin sayısının artırılması
- Eğitimcilerin otizm konusunda bilinçlendirilmesi
- Ailelere yönelik destek programlarının oluşturulması
Gelecek Nesiller İçin Ne Yapmalı?
Otizm vakalarındaki artışın önüne geçmek ve otizmli bireylerin yaşam kalitesini artırmak için toplum olarak bilinçlenmeli ve harekete geçmeliyiz. Erken tanı, doğru tedavi ve eğitim imkanlarına erişim, otizmli bireylerin potansiyellerini ortaya çıkarmalarına ve topluma katkı sağlamalarına olanak tanıyacaktır. Unutmayalım ki, her birey gibi otizmli bireyler de sevgi, saygı ve destekle dolu bir yaşamı hak ediyor.